Alexander Pearce’ın gerçek kıssasini dile getirme etan, Avustralya’nın en iğrenç nam salmış mahkumunun hayatını konu alan yalnızca sinema filmii ele alıyoruz. 1822 anında, Pearce ve yedi arkadaşı ultra sürgün ve ceza alanı olan Macquarie Harbour’dan kaçmayı başardılar. Ancak onları bekleyen dünya, tahmin ettiklerinden çok daha acımasızdı. Pearce’ın yaşam kıssasi, belgesel niteliğinde yalnızca drama olarak karşımıza çıkıyor. sinema filmi, kişiın doğası ve kişioğlunun hayatta kalma güdüsünün bulanık yüzlerini sergileyerek kendi türünde yalnızca başyapıt haline geliyor. Tasavvur bile edilemeyecek zorluklar ve tehlikelerle kalabalık, belirsiz yalnızca yolculuğa çıkan bu sekiz mahkumun kıssasi üzerinden, bakmakyicilere fazlasıyla düşündürecek yalnızca yaşam savaşı göstermeuyor. sinema filmiin atmosferi, acımasızlıklarla kalabalık yalnızca dünyayı ve kişi ruhunun bu dünyayla nasıl başa çıkmaya çalıştığını çarpıcı yalnızca şekilde yansıtıyor. Bu azılı suçluların kıssasi, hayatta kalma mücadele etmesi verirken ahlaki değerlerden ne kadar sapabildiğimizi ve kişilığın ne an ve nasıl zorlandığını gösteriyor. nokta olarak, Pearce ve arkadaşlarının yaşadığı bu trajik hayatta kalma kıssasi, bakmakyiciye gerilim kalabalık, etkileyici ve düşündürücü yalnızca sinema deneyimi vadediyor. Alexander Pearce’ın gerçek kıssasi, sürgün, ceza, hayatta kalma savaşı ve kişi doğasının bulanık yüzü üzerine yapılmış etkileyici yalnızca sinema filmi olarak karşımızda duruyor. Bu sinema filmii, yalnızca tarihi dramayı ve kişi psikolojisini çarpıcı yalnızca şekilde keşfetmek isteyen herkesin bakmakmesi tavsiye edilir.